Kimdir Mehmet Karabürk bize biraz bahseder misiniz?
1985 yılında Giresun- Karabulduk’ta doğan bir çocuktum. Daha sonra ailem İstanbul’a geldi ve ilk okulu İstanbul’da okudum. Spor hayatımda çocuk yaşlarda oturduğum mahallede başladı.Bizim zamanımızda Van damme ve Bruce Lee filmleri çok popülerlerdi ve etkileme konusunda rol oynadılar. Ağaçtan ağaca atlarken babam beni salona götürdü ve spor hayatım Wushu- Kung fu ile bu şekilde başlamış oldu.
Spor kariyeriniz nasıl, ne zaman ve hangi dalda başladı?
Spor hayatım 1996 yılında başladı ve Kung Fu ile başladım. Ardından boks, kickboks ve muay thai yaptım. Yani tüm banşları yaptım diyebiliriz.
Kick Boks ve Muay Thai dallarında Türkiye Şampiyonluğu, Wushu branşında ise 2 kez Türkiye Şampiyonluğu ve Avrupa 3.lüğünüz var.Bu şampiyonluklar hangi yıllarda geldi? Orada olmak ringe çıkmak nasıl bir his?
2006 ve 2010 yılları arası benim amatör kariyerimin en yoğun olduğu dönemdi. Tüm bu şampiyonlukları o zaman aldım ama benim hayatımdaki en önemli yıl 2006 yılıdır. Çünkü o yıl tüm hayatım değişti öyle söyleyeyim. İlk Türkiye Şampiyonluğumu aldım. Aynı yıl Avrupa’da derece yaptım. Bunlar beni için çok önemliydi. İlk maçımı Wushu branşında Belarus’ta yapmıştım ve hayatımın maçıdır. O ringe çıkıp o maçı kazanabilmek çok zor olmuştu çünkü heyecan çok fazlaydı. Bunun yanında ilk defa milli olmuşum derece yapacağım derken, orada derece yaptıktan sonra tüm hayatım değişti. Liseyi dışarıdan okumuştum. Milli sporcu olduktan sonra üniversite sınavına girip Marmara Üniversitesi Beden eğitimi öğretmenliği kazandım. Yani 2006 yılı, o tarihte ringe çıkmak ve yaşadığım his benim için bir dönüm noktası diyebilirim.
Sporcu kimliğinin yanında birde eğitmen kimliğiniz var. Bu ikisini arasındaki farklar neler? Bu süreci biraz anlatabilir misiniz?
Hem sporcu hem antrenör, eğitmen olmak gerçekten bir aradayken çok zor birşey. Çünkü bir taraftan antrenman yapıyorsunuz, sabah akşam yoruluyorsunuz ama öbür taraftan da bir noktada rol modelsiniz öğrenciler için.
Geçtiğimiz hafta röportaj yaptığınız İsmail Uzuner ile aynı kilodaydık ve bir dönem birimizin spora devam etmesi diğerimizin ise seçimini eğitmenlikten yana kullanması gerekiyordu ve eğitmenliğe geçen ben oldum bu şekilde yerimi bırakmak zorunda kaldım. Bu aradan sonra spor kariyerime devam ettim.
Aldığınız galibiyetler sonrası hayatınızda birşeyler değişti mi?
Bir kere en önemlisi öğretmen oldum. Aslında size söyle desem yanlış olmaz, galibiyetlerden sonra Mehmet Karabürk oldum. Adımı, mesleğimi ve hayatımı kazandım. Bu galibiyetler olmasa sıradan bir vatandaştım. O Hakem ilk elimi tutup havaya kaldırdığında zaten hayatımın değişeceğini anlamıştım.
Kendinizi 3 kelimeyle anlatır mısınız?
Duygusal, Hırslı ve Deli.
Hayatta en değer verdiğiniz şeyleri sorsak?
Aile ve Vatan.
Yapmış olduğunuz sporlara yeni başlayacak olan insanlara yada sizin yolunuzdan gitmek isteyen sporculara neler tavsiye edersiniz?
Ben şunu kesinlikle söyleyebilirim ki dünyadaki her insan mücadele ve dövüş sporlarıyla mutlaka tanışmalı ve uğraşmalı. Çünkü hayat zor ve herkesin karşısına her şey çıkabilir. Bu işin bir de sağlık tarafı var çünkü tüm vücudu çalıştırıyoruz. Herkes ringe çıkıp dövüşçü olmak zorunda değil, kendilerini buna şartlamasınlar ama herkesin mücadele sporlarını öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ringe çıkmadan önce nasıl besleniyorsunuz?
Açıkçası özel bir beslenme programı uygulamıyorum, maçlar öncesinde protein ağırlıklı besleniyorum. Maça çıkmadan önce kilo vermemiz gerekiyor ve o dönemlerde çok dikkatli besleniyorum.
Ringe çıkmadan önce nasıl motive oluyorsunuz? Örneğin antrenmanlar esnasında ne tarz müzikler dinliyorsunuz?
Ben antrenmanlarda diğer sporcular gibi yabancı müzikler dinlemiyorum. Kulaklığı takıp türkü dinliyorum yada Müslüm Gürses dinliyorum çünkü kendimden birşeyler bulduğum için onlarla motive oluyorum.
Spor kariyeriniz boyunca yaşadığınız en unutulmaz an?
Herkes kazandığı ve mutlu olduğu anları anlatır herhalde ama ben değişik birşey anlatacağım şimdi.
Kaybettiğim ve hayatım boyunca anlatmaktan gocunmadığım bir anım. Yıl 2008 ve ilk kick boks maçım. Maç televizyonda yayınlanıyor ve ilk profesyonel maçm olacaktı.Rakip benden 12 cm uzun ve heyecanlıyız. Mahalleden otobüsler kaldırılmış tüm sevenlerim dostlarım orada desteğe gelmiş.Atmosferi siz düşünün. Rakibi pestil etmek diye bir tabir vardır ya, gerçekten ilk round rakibi pestil ettim. Vuruyorum, düşüyor, kalkıyor. O kadar kendimden eminim ki, çok rahatım ve maçı kesin aldım gözüyle bakıyorum. Köşeye geldim, antrenörüm bana dediki; Mehmet otur. Hocam oturmayacağım, rahat ol şimdi maç bitecek dedim. Sonra çıktım ringe ve maç bitti gerçekten. Hayatımın en unutulmaz anıdır çünkü kariyerimin başları olduğu için beni biraz etkiledi ve adımı arama motoruna yazdığınızda bile herşeyden önce bu mağlubiyetim çıkar. Bundan kesinlikle gocunmuyorum bu arada.
Pandemi süreci sizin için nasıl geçti? Salonlar kapalıydı. Antrenmanlarınızı nasıl yaptınız? Bu süreç sizi zorladı mı?
İlk zamanlar herkes gibi ben de çok korktum ama sporumu yasak olmadığı zamanlarda hep ormana gidip yaptım. Evde çocuklarla çalıştım. Salon zaten kendi salonumuzdu. Yani evet sıkıntılı bir süreçti ama havalar güzel yaza denk geldi ve o kadar zorlamadı diyebilirim.
Kendisiyle ilgili daha fazla bilgi almak için: